Yazılım, Mühendislik ve Diploma Tartışmaları

Emre Savcı
6 min readAug 20, 2023
https://en.wikipedia.org/wiki/The_Death_of_Socrates

Yazılım, mühendislik ve diploma tartışmalarına kendi düşüncelerimle bir açıklık getirmek niyetiyle bu yazıyı hazırlamak istedim. Umarım sizler için de faydalı ve aydınlatıcı olur.

Konuyu şirketler, kişiler, bilgi ve rekabet açısından farklı şekillerde ele alacağım.

Eskiden bu tartışmaya “diploması olmayan ya çay koysun ya da p*p yazsın” derdim. Ama zaman içerisinde bazı düşüncelerim değişti, değiştim ve geliştim de diyebiliriz.

Değişim her zaman için gelişim demek değildir.

Artık bilgiye erişmenin daha kolay olduğu bir dönemdeyiz. Elimizin altında tonlarca kaynak var ve doğru soruları sorduğumuzda doğru bir yolumuz olduğunda büyük ihtimal doğru cevapları ve sonuçları elde edebiliriz.

Peki yolun ve soruların doğruluğundan nasıl emin olacağız?

Bazı Analojiler

Konu ile ilgili farklı bir perspektif katmak ve biraz da eğlenmek için birkaç analoji yapmak istiyorum:

✅ Elim kesilse ve iğne iplikle diksem bu beni cerrah yapar mı?

✅ Her tuvale fırça vuran ressam olur mu?

✅ Her dikiş diken terzi midir?

✅ Her düşünce sahibi, filozof mudur?

Bu kadar analoji ana fikri vermek konusunda yeterli.

Akademi ve Diploma

Şimdi duruma akademi ve diploma açısından bakalım.

✅ Kağıt parçası sizi bilgili yapmaz, evet, fakat o kağıt akademik eğitim aldığınızın kanıtıdır

✅ Bilgi diploma almadan da edinilir, evet, fakat akademik eğitim aldığınızın garantisi yoktur

✅ Okumak kişiyi konu hakkında fikir sahibi yapar, evet, akademi kişiye ilgili fikri uygulamalı deneyimleme fırsatını sunar

✅ Akademide konunun uzmanı kişilerin gözetiminde ve birebir etkileşiminde bilgiye erişim imkanınız vardır

Akademik eğitim sonucunda belirli onay mekanizmalarından geçmiş ve belirli şartları sağlamış oluruz. Elimizde de bunu temsil eden bir belge bulunur.

Birisi, kendi kendisine ben artık “doktorum” derse, kimse bu kişiyi ciddiye almaz değil mi? Bilgisi muallaktır, ortaya koyduğu bir şey yoktur, onu başkalarından ayıran ve bu alanda otorite yapabilecek bir şeyi bulunmuyordur. Herkes gibi eline bant takıp yarasını kapatmıştır fakat bu onu doktor yapmaz.

Aynı şey mühendislik için de geçerli. Ben de kod yazıyorum o zaman ben de mühendisim dediğiniz noktada, bilginizi kanıtlamanız, kendinizi başkalarından ayrıştırabilmeniz, mühendislik çalışmalarında yer almış olmanız ve bu alanda otorite sağlayabilmeniz gerekmektedir.

Aksi taktirde, herkesin kendisini X bir şey olarak tanımlamasının önüne nasıl geçilecek? Bunun sonu, sınırları ve değerlendirme kıstasları nerede?

Evet diploması olmadan da mühendislik çalışması yapanlar var (görece çok düşük bir yüzde ile) fakat bu kişiler kendilerini mühendislik temellerinde ve bu alandaki çalışmalarda oldukça iyi eğitmiş ve başkalarından ayrışmış kişiler.

Akademinin tek artısı eğitim ve diploma almak da değildir. Akademi size bir çevre sunar. Fakültede farklı branşlarda kişilerle fikir alışverişinde bulunmayı, projeleriniz için kaynak, yatırım için çevre edinmeyi sağlar.

Diplomasız Bilgi Edinimi

Bu tartışmada diplomaya karşı en büyük argümanı (“diplomasız da kod yazmak öğreniliyor”) çürütelim.

✅ Diplomasız kod yazmak öğrenilir, evet, fakat akademik deneyimden yoksun olunur
✅ Bilgisayar bilimleri/mühendisliği müfredatını uygulamadan sadece kod yazmak öğrenildiğinde birçok prensip atlanır, büyük resmi görmeden parçalar yerine oturmadan uygulamaya çalışılır
✅ Diploma, dolayısıyla akademik ortam size deney yapma ve uygulamalı öğrenme imkanı verir

Cevaplanması gereken bir diğer önemli soru:

İstatistiksel olarak, diplomasız kişilerin bu kadar yüksek rekabet alanında yüzdesel başarı oranı nedir?

Nadiren diploması olmadan başarılı olan çok düşük sayıdaki bir kitleyi sanki her diplomasız başarılı oluyor, bu alanda diploması olmayanların başarılı olma yüzdesi fazlaymış gibi lanse ettirmek geçerli, doğru ve mantıklı bir argüman değildir.

Üniversitelerin Eğitim Seviyesi

Diploma-diplomasız tartışmalarında öne sürülen bir diğer argüman da üniversitelerin kalitesinin düşük olduğudur.

Bu argüman kendi kendini çürütür ve iyi bir şekilde savunulması çok zordur. Neden diyecek olursanız şöyle bir bakalım:

  • Üniversiteyi kalitesiz bulup internette alelade bir kursu daha kaliteli var sayma yanlışına düşer
  • Üniversite okuyanların, internetteki kurslara da erişimi olduğunu görmezden gelir
  • Kurslara herkesin erişimi varken (rekabet arttıran bir etken daha) üniversite nispeten rekabetin daha az olduğu bir yerdir

Yani internetteki kurslara pek ala üniversite öğrencileri de erişir. Şimdi şu duruma geldik, bir tarafta hem üniversite diploması almış hem de online kurslar almış bir profil diğer tarafta da sadece kurs ile rakip olmaya çalışan bir profil var.

Üniversitelerin kaliteleri kendi içinde değişir. Bu noktada üniversitenin adından ziyade (Türkiye için) akademik kadrosu, bölüm derslerinin hocaları ve yaptıkları çalışmalar çok daha önemlidir.

Evet internette MIT dahil çeşitli yerlerden kaynaklar bulunuyor. Ve bu kaynaklar herkesin erişime açık. Herkesin.

Şirketler Açısından Diploma

Düşünün ki bir şirketiniz var veya bir şirketin işe alım süreçlerinde rol alıyorsunuz. Karşınızda tonla aday var ve hepsi kod yazabiliyor, bir tanesinin ise diploması var.

Şimdi size soruyorum, kimi seçersiniz?

Hepsi benzer özelliklerde ve birinin artısı diploması ise tabii ki de var olan tek ayırt edici özellik ile diplomalı aday yüzde doksan seçilen kişi olacaktır.

Şirketler sizin yeteneğinize, şirkete katacağınız değere, hali hazırda yapmış olduğunuz çalışmalara ve en önemlisi bunları kanıtlayabilmenize bakarlar. Diploma bu noktada birileri kabul etse de etmese de bir tasdik belgesidir.

Şirketler açısından diplomanın bir diğer artısı ise, Ar-Ge teşviği alan yerler bünyesinde barındırdığı “diplomalı mühendis” çalışanına göre teşvik alabiliyor. Bu da diplomalı adayların seçimine büyük bir artı oluyor.

Tesla’nın Platon’un Diploması mı Vardı?

Diplomasız başarı örnekleri verirken bu işin zirvesindeki birkaç ismi örnek olarak gösterip, geri kalan herkes sanki aynı noktaya ulaşacakmış gibi atfettirmek oldukça yanlış bir yönlendirme.

Eğer argüman olarak Tesla, Platon, Aristoteles diploma sahibi miydi diye öne süren olursa; karşılık olarak şunu sormak son derece yerinde olacaktır: Peki sen Tesla, Platon, Aristoteles’in yaptıklarını yaptın mı? Onların aldığı eğitimi alıp, onların geçtiği yollardan geçip, onların ürettiklerini ürettin mi? Bu kişiler alanlarında kendilerini kanıtlayıp bir otorite haline gelerek isimlerini günümüzde hala konu ile alakalı kıldılar.

Akademinin babası olan Platon ve lisenin babası sayılan Aristoteles, insanların eğitilmesi için bir düzen oluşturdu. Evet onların zamanında internet yoktu, fakat yaklaşım aynıydı: “Bir uzman gözetiminde ve eğitiminde bilgi aktarımı.

Diploması Olandan Daha Bilgili Diplomasızlar Var

Bu tartışmalarda bir diğer argüman ise “ne diplomalılar gördüm bir şey bilmiyor”, “bazı diplomasızlar var ki diploması olanları cebinden çıkartır”, “ben 4 yıl kendimi geliştirirsem diplomalıları geçerim”…

Bu argümanlarda da konu tek taraflı ele alınıp, bütün göz ardı edilip, uç noktalardan örnekler veriliyor. Matematiksel olarak ifade edebileceğiniz verileri, uç nokta örnekler ile yanlış yönlendirmemek lazım.

Yüzde kaç? Sektörde çalışanlardan yüzde kaçı diplomasız bir şekilde ayırt edici bir başarı elde etmiş, kaçı diplomalı bir şekilde elde etmiş? İş bulanlar arasından yüzde kaçı diplomalı kaçı diplomasız?

Bir diğer sorun ise, “ben çalışıp 4 yıl boyunca bomboş okuyandan daha fazla bilgi edinirim”, peki 4 yıl okuyan kendini geliştiriyorsa ne olacak? Rekabette kim önde olur? Bunun cevabını herkes kendisine vermeli.

Yurt Dışında Diploma İstemiyorlar

Hayır, yurt dışında diploma veya muadili tecrübe istiyorlar. Ve tahmin edin ki muadili tecrübeyi edinmek için şirketler hangi şartlarla eleme yapıyor?

Tonlarca diplomalı diplomasız aday içerisinden en iyinin en iyisini seçiyor ve çalışma tecrübesi kazandırıyorlar. Oran olarak baktığımızda sektörde diplomasız bir şekilde çalışan sayısı ve hatta belirli bir başarı seviyesinin üzerindeki diplomasız çalışan sayısı diplomalı alternatiflerine göre oldukça düşük kalıyor.

Evet diploma almadan da yurt dışında çalışan örnekler var, fakat gene akıllara aynı soru geliyor… Yüzde kaç?

Diploma Olmazsa Olmaz mı?

Arkadaşlar bu kadar şeyin üzerine yanlış anlaşılmasın ki bu iş diploma olmaz ise olmaz. Diplomasız da olur. Fakat zor olur. İşin doğası gereği kan ter ve göz yaşı gerekiyor iken, hali hazırda tonlarca rakip varken, bu kadar yoğun rekabet içeren bir savaş alanına adeta kılıç kalkan olmadan atlamaya benzer bu.

Diploma sadece bir göstergedir. Temsil ettiği şeyi tasdik edecek olan ise sizin bilginiz ve yaptığınız çalışmalarınızdır.

Fakat diploma olmadan da bir şeylerin yapılabilmesi, bu alana girecek kişilere hayal satarak onları ateşe atmayı gerektirmez. Gerçekleri tüm şeffaflığı ile paylaşmak gerekiyor. İnsanlara ne ile karşılaşacaklarını doğru ve tarafsız bir şekilde gösterip, tercihi kişiye bırakmak gerekir.

Bu alanda çalışacak arkadaşlara şunu diyebilirim ki, diploma veya muadili bir eğitim almadan, çalışma tecrübesi sunmadan başkaları ile rekabet etmek oldukça zor ve sancılı olacaktır.

Diploma Her Şey Değildir

Diploma, para, statü, arabanızın markası… Bunlar sizin kim olduğunuzu tanımlamaz, neye sahip olduğunuzu gösterir. Bir kişinin karakterini, elinden her şeyini aldığınızda geriye ne kalıyorsa o gösterir.

İyi bir insan olmak, başkalarıyla geçinebilmek, takım çalışması yapabilmek, sorumluluk alabilmek, güvenilir olmak bunlar teknik bilgiden belki de çok daha önemli yetenekler. Çünkü her zaman dediğim gibi, kötü bir tekniği 6 ayda ortalama bir yere çekebilirsiniz fakat kötü birisini iyi bir insana dönüştürmek hiç de kolay değildir.

Son olarak… Buraya kadar okuyan herkese çok teşekkür ediyorum. Çoğunlukla kendi fikirlerimi, sektöre dair gözlemlerim ve sayısal gerçeklikle ifade etmeye çalıştım.

Şartlar ne olursa olsun çok çalışmalı, pes etmemeli ve hayallerimizin peşinden koşmalıyız. Kimse sizi yeterince iyi tanımlayamaz, ne olduğunuzu ancak siz bilebilirsiniz. Dışarıdan görünen sadece farklı kişilerdeki yansımalarınızdır.

Sağlıcakla kalın.

--

--

Emre Savcı

Sr. Software Engineer @Trendyol & Couchbase Ambassador | Interested in Go, Kubernetes, Istio, CNCF, Scalability. Open Source Contributor.